TÜRKİYE'NİN MALDİVLERİ, SALDİVLER'E BEYAZ İZLERİMİZİ BIRAKTIK

Türkiye’nin Maldivleri; Saldivler olarak anılan Salda Gölünün ismi gerçekten yerinde olmuş. Göller yöresinde bulunan, Burdur’a 60km, Burdur’un Yeşilova ilçesine 4 km uzaklıktaki, Türkiye’nin en derin 3.gölü Salda Gölüne ulaşım biraz meşakkatli oldu ama doğrusu değdi. Tabi biz Eylül’de gittiğimizden aşırı rüzgârlı ve serin bir Salda ile karşılaştık. Yerel halk buranın haziran ve temmuz ayında rüzgarsız, gölün de durgun ve etkileyici olduğunu söylüyor. Bizim anılarımız sonbaharın Salda’sı, gittiğimizde hala göle girenler vardı, biz sadece gölün kenarında yürüyüş yaptık, keyifli ve güzeldi.

Burdur’dan sabah 9:30 Yeşilova otobüsü kişi başı 17Lira ile Salda Gölü’nün Saldivler olarak anılan kısmına geçtik. Ayrıntılı ulaşım ve maliyet planı için tıklayabilirsiniz.

Buradan önce gölün halk plajı kısmı var ama Saldivler buradan otobüs ile 15 dakika daha ileride. Yol bir buçuk saat sürdü, gelirken yolda hep bembeyaz mermer ocakları gördük, birçok köye uğrayıp yolcu alıp bıraktık.

Otobüs göle girmeyip, Denizli’ye devam ettiğinden Salda tabelasının orada, sağda bir mescidin yanında bırakıyor. Buradan 2 km yürüme mesafesi var göle, otostop çekerek şansımızı denedik ve tutturduk. Genelde göle giden ve gelen çok olduğundan gidiş ve dönüşte otostop ile bu mesafeyi sizde kısaltabilirsiniz.

Girişte araçlardan ücret alıyorlardı, bizi getiren buranın yerlisi olduğundan ondan ücret almadılar bir iki esprili bir konuşmadan sonra geçtik, biz teşekkür edip indik. Arabadan iner inmez rüzgâr, saç etek şal hafif ne varsa uçurarak merhaba dedi bize.

Eylül’ün Salda’sı serin ve çok güzel, hemen girişe doğru yürüdük solda yöresel ürünler satan teyzeler, amcalar vardı. Çekirdek, kuru yemiş, lavanta ürünleri, magnet, içecek gibi şeyler. Eylül olmasına rağmen kalabalık idi, daha sonra otostop ile gittiğimiz yerel bir çift buranın hazirandan ağustosa kadar aşırı yoğun olduğunu söylediler. İçeride göle yakın, yiyecek sıcak ve soğuk içecek alabileceğiniz ahşap kulübeler mevcut, aynı zamanda soyunma kabinleri ve alanda duşlar, otopark ve otoparka yakın tuvaletler var.

Soyunma kabinlerini kullanarak gelinlik ve damatlığımızı giydik. O kadar rüzgâr vardı ki soyunma kabinin kapısından batı filmlerindeki rüzgâr sesi efekti geliyordu. Göle doğru yürürken bembeyaz zemin gözlerimizi kamaştırdı. Güneş hem yukarıdan hem yansıyan zeminden geliyordu. Gözlüksüz bakılamayacak bir parlaklık vardı. Gölün etrafı insanlarla dolu, aileler, sevgililer, arkadaşlar insanlar sessizce yürüyüş yapıyor, biraz daha cesaretli olanları gölün serin suyuna kendini bırakıyordu.

Biz az cesaretli olanlara katılarak çıplak ayaklarımızla suyun ıslattığı beyaz yumuşak zeminde yürüyüş yaptık, fotoğraf çektik, manzarayı izleyerek büyülendik. Gözümüz kamaşmış, gönlümüz hafiflemiş ve biraz da üşümüştük, böyle birkaç saat geçirdikten sonra tekrar üzerimizi soyunma kabininde değiştirdik.

Sıcacık gözlemelerin yapıldığı ahşap kulübeye koklayarak yaklaştık, patatesli kaşarlı gözlemelerimizi, gölün beyaz turkuaz ve mavisin oluşturduğu tabloya bakarak yedikten sonra dönüş için yola koyulduk. Bizi bıraktığı yerin tam karşısından 3’e 10 kala geçeceğini söylemişti Yeşilova şoförü.

Gölden çıktıktan sonra ana yola yürüyerek gidiyorduk birkaç araba geçti yanımızdan el ettik bir tanesi durdu, ana yola kadar bıraktılar bizi, Antalya’dan gelen bir çiftti. Ana yola yürüyeceğimizi düşünerek erken çıktığımızdan otobüsün gelmesine vardı. Yine otostop çekerek Yeşilova’ya geçtik. Birkaç araç geçti sonunda bir araba durdu, Salda Gölü’ne yakın Ayaz Apartı işleten Mustafa ve Sema çifti ile Yeşilova otogarda indik. İyi ki buraya gelmişiz çünkü Denizli’den gelen otobüs dolu olduğundan, Yeşilova otogardan Burdur’a ek bir otobüs çıkardılar. Bizde ona bilet aldık 14Liraya ve Burdur’a geçtik.

Beyaz rengini hidromanyezit (mineral) den alan Salda Gölünün derinliği 184 metreyi buluyor. Suyunda soda ve kil bulunduğundan bazı cilt hastalıkları ve sivilcelere iyi geldiği söyleniyor. Sağlığa faydaları ile birlikte seyir keyfide yaşatan Salda görülmesini tavsiye ettiğimiz yerlerden biri.

Yazan: Aylin K. I.